çevredeki insanların sizi tanıması ve aranızdaki samimiyet en büyük avantajdır bence. "mesela ne anlamda yaser bey" diye soracak olursanız şöyle açıklayayım:
-bir dönerciye girdiğinizde iki saat garson çağırmakla, sipariş vermekle vs. uğraşmazsınız. dönerci sizi gördüğü an tanır ve siparişi istediğiniz gibi yapıp içeceğine kadar önünüze getirir. döner muazzamdır, dönerciye güven ise kutsaldır.
-bir diğer husus da berberimiz hakkında. dükkana girdiğiniz andan itibaren hiç konuşmasanız bile işinizi halledebilirsiniz. berber, kafanızın neresinde yara olduğunu, neresinin hassas olduğunu bile bilir ve saçı ona göre dikkat ederek keser.
-bu konu da yine yemekle ilgili. kebap salonuna gittiğinizde 1 porsiyon kebap söylersiniz ama garson 2 porsiyon yiyeceğinizi, 2. kebabı soğumasın diye söylemediğinizi bilir. siz 1. porsiyonun yarısına geldiğinizde garson abimiz çoktan 2. porsiyonu attırmıştır bile. (dünyanın gerçekten böyle adamlara ihtiyacı var)
-küçük yerlerde grup kavgalarının çıkma olasılığı çok düşüktür. günlerdir birbirlerine bilenen taraflar, kavga zamanı geldiğinde karşılarında dayı oğulları, amca oğullarını görünce buzlar erir ve olay tatlıya bağlanır. not: bu olay tatlıya bağlandıktan sonraki ilişkilere bitiyorum. sokakta ilkokul arkadaşını görse selam vermeyecek olan adam, kavgadan tanışıklığı olan adamı görünce selam verir. bu çok ilginçtir gerçekten.
-ve son olarak; bu şehirlerin insanları gerçektir. 10 sene önce "sevgiyle" başınızı okşayan anaokuldaki servis şoförünüzün 10 yıl sonra sizi gördüğünde "duygulu" bir şekilde başınızı okşaması gerçektir. güven duyduğunuz bir insan gittiğinde o insanın arkadaşları size gelip "derdin sıkıntın olur da aramazsan seni çarşının ortasında döverim" lafı gerçektir. bunların "en" gerçeği ise bir şehit ailesinden ne hususta olursa olsun para almayan küçük insanların "kocaman" insanlara, o insanları barındıran küçük yerin ise "koskocaman" bir yere dönüşmesidir.
böyle bir yerde yaşıyorum ve gerçekten harika bir olay bence.
4
+
-entiri.verilen_downvote
duymaya, okumaya, bilmeye, sonra da yaşamaya ihtiyacım olan avantajlar.
hazır istanbul'dan siktir olup gitmeme az kalmışken, attan inip eşeğe binmiş olmayalım. güzel yenilikler olsun artık hayatımızda.
3
+
-entiri.verilen_downvote
eyvallah hocam çok güzel örnekler vermişsin bi an keşke sonu gelmeseydi yazının dedim
başından sonuna bir gün içinde gidebilmek. bunu hiç yapmadım ama yapılabilir olsa gerek. ayrıca gitmek istediğin yere toplu taşıma aracı kullanmadan gidebiliyorsun ve bu mükemmel bir şey. bizim en büyük toplu taşıma aracımız minibüs zaten:d
çarşıya çıktığınızda ilkokul arkadaşınızdan bakıcınıza görebileceğiniz ama aynı zamanda sevmediğiniz insanlarla da karşılaşabilmek gibi dezavantajı da yok değil.ama bence en büyük avantaj çoğu şeyin ucuz olması toplu taşıma vs.
6
+
-entiri.verilen_downvote
bütün sokakları denize çıkar hayatının. hayatın maviden ibaret olur, yaşamanın en güzel biçimidir bu.
sonra samimiyet.. yanında yürüdüğün insanların hemen hepsine aşina oluşun. her dükkanı her esnafın adına kadar biliyor oluşun..
güzeldir çocukluğunun geçtiği sokaklarda artık bir yetişkin olarak yürümek. her adımda anıları yad etmek. ilk aşk, ilk dostluk, ilk hayal kırıklığı,ilk yağmurda ıslanışın, ilk veda.. okula giderken ezberlediğin sokaklar..
kendini bütünüyle ait hissetmektir küçük yerde yaşamak.
ve en garibi sevmektir, çok sevmektir o yeri. ve sevildiğini hissetmek..
0
+
-entiri.verilen_downvote
ta semtin öbür ucundaki yere nolcak lan yürürüz sanki şurası diyebilmek
3
+
-entiri.verilen_downvote
Yolda gülümseyerek ve herkese selam vererek yürüyebilirsiniz, yanlış anlaşılma korkusu olmadan. Ve el sallarsınız.
Gecenin bir yarısı yolda yürürken tedirgin olmazsınız. Korkacak bir şey olduğunda bir çığlık ile bir sürü insanın toplanacağını bilirsiniz.
Her eve koşulsuz kabul edilirsiniz, aç kalmazsınız. Herkesin sofrasında bir kişilik yeriniz vardır.
Komşunun bahçesine imrenerek bakmazsınız, ne lazımsa gider alırsınız. Ne lazımsa da komşunuza verirsiniz.
Kapı önünde, bahçede oturmalar insanlara terapi gibi gelir. Hep beraber güler, güldürürsünüz.
Mahallede bir bebek varsa, maskot olur. Karşı balkondaki insana rahatça öpücük atabilirsin. Çünkü orada her gün sana kocaman sarılan bir bebek vardır.
İnsanlar sürekli birbiriniz gözler, biri dışarı çıksa da biz de yanına gitsek diye. Dayanamayan arar, tüm herkesi çağırır bahçesine çay var diye. Kim evinde ne varsa alır gelir 10 dk içinde gün organize edersiniz.
Ağaçlar meyve verince, hep beraber toplanır. Hep beraber yenir. Hatta ağacına merdiven bağlarsın, insanlar rahatça toplayıp yesin meyveleri diye. Haber salarsın, meyveler oldu alın yiyin diye.
Bir de flörtün varsa, senin sokağından geçerken koşarsın balkona. Ya da sen onun evinin önünden geçersin ailesinden utanarak. Beraber bisiklet sürerken sırıtırsınız.
Bakkalda veresiye diye bir şey vardır ve hatta markette.
Güven vardır bu yerlerde. Evinin anahtarını verirsin komşuna.
Velhasıl, beraber güler, yer içersiniz. Kötü bir şey olunca da senden önce çevrendiler ağlar. El ele, yaşarsınız bir koca hayatı.
1
Güzel özellikleri bunlar, ayrıca herkesin anahtarı aynı yerde durur kapılar kilitlenmez. Bunun yanında genelde geri kafalı, erkek egemen bir yapıya sahip olurlar. - sabri nin sag tasagi 19.07.2020 21:22:57 |#3848493
1
Evet geneli öyle ama benim yaşadığım yerde böyle olmadığı için aklıma bile gelmemişti. Şimdi idrak ettim dezavantajını. - nisyan 19.07.2020 21:27:50 |#3848504
Köy gibi sahil kıyısı bir alanda yaşıyorum, sadece yazlıkçılarıların yazın geldiği kışın bir tek ben ve ailemin olduğu bir sahil kıyısı.
En güzeli temiz hava ve sessizlik. Eğlenceyi İstanbul’da yaşayıp, küçük köyüme çekiliyorum.